- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Öne Çıkan Yayın
Gönderen
Fatih Başkaya
tarih:
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Tarihten Rivayetler Serisi IV: Osmanlı’nın Gizemli Tabut Vakası
Osmanlı saraylarının ihtişamlı atmosferi, her zaman sadece büyük zaferler ve diplomatik zaferlerle değil, aynı zamanda karanlık ve gizemli olaylarla da anılmıştır. Bu hikayelerden biri, yıllarca sarayın en tenha köşesinde saklanan ve kimsenin tam anlamıyla sırrını çözemediği bir tabutla ilgilidir. Osmanlı'nın en sıradışı rivayetlerinden biri olan bu olay, hem lanetler hem de doğaüstü olaylarla dolu. İşte Osmanlı tarihinin en esrarengiz hikayelerinden biri...
Tabutun Keşfi: Yasaklı Bir Köşe
Rivayete göre, 18. yüzyılın başlarında Topkapı Sarayı’nın kullanılmayan bir odasında, yıllardır kimsenin fark etmediği bir tabut keşfedildi. Odaya temizlik amacıyla giren saray görevlileri, üzerine garip işaretler kazınmış ve oldukça eski görünen bir sandıkla karşılaştı. Sandığın aslında bir tabut olduğu kısa sürede anlaşıldı.
Tabutun üzerindeki motifler ve semboller, daha önce ne Osmanlı sanatında ne de İslam kültüründe rastlanmış işaretlerdi. Çoğu kişi tabutun, Osmanlı topraklarına seferler sırasında getirilmiş bir ganimet olduğunu düşünüyordu. Ancak bu nesnenin geçmişi, sarayda tedirginlik yaratmaya yetmişti. Rivayete göre, tabutun bulunduğu odanın havası bile değişmiş, içine giren herkes garip bir rahatsızlık hissetmişti.
Tabutun Laneti: İlk Gizemli Ölümler
Hikâyeye göre, tabutu açmaya çalışan ilk kişi, bir hizmetli olmuştu. Ancak tabutun kapağı bir türlü açılmamış ve birkaç gün içinde bu hizmetli sebepsiz bir şekilde hastalanarak hayatını kaybetmişti. Bu olay sarayda büyük korku yaratmıştı. Ardından, tabutun bulunduğu odada çalışan birkaç görevlinin daha esrarengiz şekilde hastalanıp öldüğü söylendi.
Bu ölümler, tabutun lanetli olduğu söylentilerini güçlendirdi. O dönemin bir saray büyücüsü, tabutun asla açılmaması gerektiğini, çünkü içindekinin Osmanlı’ya büyük felaketler getirebileceğini söyledi. Ancak tabutun sıradan bir cenaze aracı olmadığı kesindi. Kimileri, tabutun içinde bir lanetin değil, çok değerli bir hazine ya da mistik bir nesne saklandığını iddia ediyordu.
Esrarengiz Olaylar Devam Ediyor
Tabutun sarayda kalmasıyla birlikte garip olaylar yaşanmaya devam etti. Gece geç saatlerde tabutun bulunduğu odadan garip tıkırtılar geldiği, hatta bazen odadan dışarı yayılan soğuk bir hava dalgasının hissedildiği söylendi. Bu olaylara tanık olan saray görevlileri, korkudan görevlerini bırakmayı dahi düşündü.
Rivayete göre, bir gece tabutun bulunduğu odadan yoğun bir ışık yayıldığı görülmüş ve bu olay sarayın güvenlik güçlerini alarma geçirmişti. Ancak odaya girildiğinde tabutun yerinde olduğu, fakat etrafındaki birkaç eşyanın yer değiştirdiği fark edildi. Bu durum tabutun kendi kendine hareket edebildiği söylentilerini başlattı.
Tabutun Kökeni Üzerine Teoriler
Bu esrarengiz olayların ardından sarayda birçok teori ortaya atıldı. Bazıları tabutun Mısır kökenli olduğunu ve firavunların mezarlarından birinden çalınmış bir eser olabileceğini iddia etti. Bu teoriyi destekleyen kişiler, tabutun üzerindeki sembollerin, eski Mısır hiyerogliflerine benzediğini ileri sürdü.
Başka bir teori ise, tabutun Bizans İmparatorluğu döneminden kalma bir büyü aracını içerdiği yönündeydi. Kimilerine göre, bu tabut eski Bizans büyücüleri tarafından bir düşmanı etkisiz hale getirmek için yapılmıştı ve tabutun Osmanlı’ya geçmesi bu lanetin devam etmesine neden olmuştu.
Daha fantastik bir hikaye ise, tabutun içinin boş olduğu ancak başka bir boyuta açılan bir kapı görevi gördüğü şeklindeydi. Bu teori, tabutun açılmaya çalışıldığı her seferde meydana gelen gizemli olaylarla ilişkilendirildi.
Tabuttan Kurtulmak
Tabutun yarattığı korku, sonunda Sultan III. Mustafa’nın dikkatini çekti. Sultan, tabutun saraydan çıkarılması ve İstanbul Boğazı’nın en derin noktasına atılmasını emretti. Bu emre uygun olarak tabut, gemiyle denize taşındı ve ağır taşlarla bağlanarak suya bırakıldı.
Ancak birkaç gün sonra tabutun kıyıya vurduğu ve su yüzeyinde tekrar göründüğü söylendi. Bu olay, tabutun lanetli olduğu inancını daha da pekiştirdi. Saray görevlileri, tabutun tekrar denizin derinliklerine atılmasını sağladı, ancak tabut bir şekilde her seferinde geri dönüyordu.
Sonunda Sultan, tabutun uzak bir dağ bölgesine götürülüp toprağa gömülmesini emretti. Tabut bir daha görülmedi, ancak bu olayın etkisi uzun süre konuşulmaya devam etti.
Osmanlı’da Benzer Gizemli Hikayeler
Tabut hikayesi, Osmanlı sarayında anlatılan tek gizemli hikaye değildir. İşte diğer bazı rivayetler:
- Saray Aynası: Rivayete göre, Topkapı Sarayı’nda bir aynanın içine bakan herkes, gelecekte başına gelecek kötü olayları görürdü. Bu ayna bir süre sonra saraydan kaldırıldı.
- Kayıp El Yazmaları: Saray kütüphanesinde saklanan bazı el yazmaları, geceleri kendi kendine yer değiştirirdi. Bu yazmaların sıradan kitaplar değil, doğaüstü güçler içeren metinler olduğu söylenirdi.
- Haremde Görülen Hayaletler: Saray hizmetlileri, haremin kullanılmayan odalarında beyazlar içinde dolaşan figürler gördüklerini iddia ederdi. Bu figürlerin, haremde öldürülen kadınların ruhları olduğu söylenirdi.
Son Söz
Osmanlı’nın gizemli tabut vakası, sadece bir hikaye değil, aynı zamanda sarayın karmaşık dünyasına bir bakış sunar. Bu tür rivayetler, Osmanlı’nın hem ihtişamını hem de insan doğasının bilinmeyen korkularını bir araya getirir. Gerçek olup olmadığını asla bilemeyeceğimiz bu hikayeler, tarih ve efsanenin birleştiği noktada yaşamaya devam eder.
Osmanlı'nın büyüleyici ve gizemli dünyasında bir sonraki rivayette görüşmek üzere...
Osmanlı Döneminden İlginç Hikayeler
Osmanlı Tarihi Hikayeleri
Saray Gizemleri
Tarih
Tarihten Rivayetler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder