Kutuplarda Şiddetli Mikroplastik Yağışı(!)

Sadece birkaç yıl içinde insan dışkısından Mariana Çukuru'na kadar gezegenin her yerine plastik yaydık.

İnsanlığın plastiğe olan bu korkunç bağlılığının en son sonucu ise Kuzey yarımküre ve kutuplarda binlerce mikroplastik bulunması oldu.

Bilim insanları mikroplastiklerin bu kadar mesafeyi nasıl katettiklerini anlamak için Almanya'daki Alfred Wegener Enstitüsü'nden yola çıktılar.

Bilim insanlarının bu merakının sonucunda kutup buz kütleleri ve İsviçre Alpleri de dahil olmak üzere Kuzey yarımkürenin 12 noktasında küçük plastik lifleri bulundu. El değmemiş son ortamlardan biri olarak görülen Kuzey Kutbunda litre başına 14.400 parçacık bulundu. Kıyaslamak adına Almanya'nın güneydoğusunda bulunan Bavyera'da bu rakam litre başına 154.000 parçacık.

Erimiş kar suyunu filtreden geçirdikten sonra artıkları kızılötesi bir mikroskopla analiz eden bilim insanları parçacıkların boyutunun 5 ila 11 mikrometre olduğunu ve çoğunlukla çok renkli kauçuk parçacıklardan oluştuğunu bildirdiler. Mikroplastiklerin oraya nasıl taşındığı ise çok daha şaşırtıcı. Kar yağışıyla birlikte gökten mikroplastik yağıyor! Tıpkı polenler gibi orta enlemlerden kutuplara taşınan mikroplastikler, hava akımıyla yukarılara çıkıyor, yine akımlarla uzaklara taşınıyor ve kar ya da yağmur gibi hava olaylarıyla tekrar yeryüzüne iniyor.

Boyutları 5 milimetreden küçük olan mikroplastikler; kauçuk, boya, diş macunu, sentetik kıyafetler ve kozmetik de dahil olmak üzere birçok kaynaktan çıkıyor. Ancak kutuptaki parçacıkların tam olarak hangi kaynaktan çıktığını söylemek mümkün değil. Mikroplastiklerin etkileri hala tam olarak bilinmese de insanlar ve hayvanlar tarafından solunan bu parçacıkların ileride nelere sebep olabileceği merak konusu.

Dr. Melanie Bergmann, “Bugüne kadar, insanların mikroplastik kirlenmeye maruz kalma derecesini araştıran neredeyse hiçbir çalışma yok” diyor.

“Ancak, büyük miktarlarda mikroplastiğin hava yoluyla da taşınabileceğini belirlediğimizde, doğal olarak ne kadar mikroplastik soluduğumuz sorusu gündeme gelmekte. Tıbbi araştırmalardan elde edilen eski bulgular, bu doğrultuda araştırma yapmak için umut verici bir çıkış noktası sunmakta."

Kaynak: IFLScience